14 Kasım 2014 Cuma

90'lar da Bir Pazar Günü

Doksanlar da işte biz bugünün güzelliğini tatil olmasından anlamıştık. Fakat doksanlar da pazar günleri, akşam üstü ye doğru biz ilkokula giden çocuklar için okul demekti, pazartesi demekti ve tatilin bitmesi demekti.

Pazar sabahları pek geç başlamazdı aslında. Okul günleri yastıktan kafamız kalkmazdı ama ne hikmetse pazar günleri erkenden kalkılırdı. Sonra televizyon açılır sevimli kahramanlar, Tom ve Jerry derken bir sürü çizgi film izlerdik. Saat genelde onu biraz geçtikten sonra, ev ahalisi kalkmaya ve televizyonda ki programların da türü değişmeye başlardı biraz biraz. Mutfaktan çay kokusu, ekmek kokusu, banyodan ise yüzünü yıkayan insanların sesi gelmeye başlardı. 

Tüm ev ahalisi masa başına oturduğu zaman, Barış Manço abimizin 7 den 77 ye programı eşlik ederdi bize. Barış abi bize hangi ülkede neler oluyor, adetleri vs. anlatır bizde hayran hayran kendisini izledik ve akşam saatleri bizden çok uzaktaydı. Bu program biterken artık ev rutin yaşamına dönerdi. Temizlik olurdu genelde evlerde. Elektrik süpürge sesi, bastırırdı bizim isyan seslerimizi. Temizlik yapılması odaya kapanmak anlamına geliyordu.

''Misafirliğe gidilmeyecekse kahvaltı sonrası boşlukta ya sokağa çıkılır, belki biraz Barbie’ydi, Atari’ydi,Lego‘ydu oyuncaklara şefkat gösterilir, aile baskısına daha fazla karşı konulamazsa oturulur ödev yapılırdı.''
 Ardından televizyonda başka bir kuşak başlardı. bonus saçlı ressam amcamız Bob Ross, bize yarım saatlik inanılmaz ve tarif edilemez resimler yapar bizde hayretler içerisinde izlerdik. Geçen yarım saatin ardından pazar gününün kasveti daha fazla hissedilirdi bizim üzerimizde. Aile bireyleri pazar günlerine özel pazar 91, 92, 93 gibi kuşaklar izlerken bizim daha ne ödevler yapılmıştı, akşam yaklaşmıştı ve daha önemlisi daha pazar banyosu yapılacaktı.
Bob Ross 
O lanet pazar banyosundan kaçışımız yoktu. Çaresizliğin en büyük örneklerinden biriydi bu banyo ve banyo ile birlikte Bizimkiler dizisi, biz çocuklara afakan bastırmak için yeterliydi. Fakat artık kader midir bilinmez, o banyo yapılacak ve Bizimkiler dizisi izlenecekti.

Şirinler de dediği gibi'' Eğer iyi bir çocuk olursanız, belki Şirinleri bile görebilirsiniz'', misali eğer banyoyu yaparsak  ve Bizimkiler dizisine katlanırsak, bizi mükemmel bir ödül bekliyordu: Parlıament Pazar gecesi sinema kuşağı.



Genellikle seksenlerin ilk bölümünde doğmuş, doksanlarda biraz daha büyük olan çocuklar, Star TV'nin özel kuşağı sayesinde emekleyen televizyonculuk döneminde harika filmler izleyebilmişlerdi. Fakat bizim için bu şarkı yatağa gitme anlamına geliyordu. Zorla yatağa geçiş faslından sonra belki bir belki iki kere kontrole maruz kalabiliyorduk. Eğer ısrar edersek biraz hırçınlaşıyordu ebeveyn lerimiz. Artık kaderimize itiraz edip böyle, razı olursak nispeten daha iyi bir şekilde sonlanıyordu doksanlarda pazar günlerimiz ve biz belki de bizler tarafından en az sevilen bir günden kurtulmuş oluyorduk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder